2024 senesi içerisinde Yapay Zekanın hayatımıza girmesiyle birlikte insanlık için tehlike olup olmadığı da çok merak edilen bir soru olmuş. Tehlike oluşturabileceğini düşündüğümüz bir başlığı da “İş dünyamızdaki rolü nasıl olacak?”
Yapay zekanın, birçok sektörde çok önemli değişikliklere ve gelişmelere yol açtığını
görmekteyiz. Hal böyle olunca bu yeni serüven içerisinde yapay zekanın artı ve eksi yönleri ile karşılaşmak da kaçınılmaz oluyor. Hataların daha az yapılması,verimlilik artışı ve maliyet tasarrufu gibi gördüğümüz olumlu yönlerin yanında; güvenlik, kontrol, gizlilik riskleri, otomasyon ve robotik çözümlerle birlikte daha hızlı aksiyon almaya olanak sağlaması beklenilen
yapay zekadan, tekrarlayan bazı görevlerin yerine geçmesi öngörülmektedir. Bu sebeple iş dünyamızdaki rolümüzü elimizden alır mı düşünceleriyle gelen iş kaybı kaygısının etkilerini görmekteyiz.
Yapay zekanın bizim rolümüzü çalacak olmasının yarattığı kaygıya ek olarak, bizde
yarattığı ilişkili başka duygular da var. Aslında Siri’nin hayatımıza girmesiyle birlikte
kısmen de olsa deneyimlediğimiz bir durum olan “yapay zekayla ilişki” konusu da
oldukça önemli. Siri hayatımıza ilk girdiği zamanlarda, onunla türlü şekilde eğlendik.
Bazılarımız ise bunu biraz daha kabaca, küfürler ya da alaylarla yaptı. O dönem
medyaya düşen haberlerden biri de, Siri’yi bu şekilde “zorbaca” kullanan kişilerin, bir
süre sonra Siri’den yanıt alamadığı ve Siri’nin işlevlerini yerine getirmediği yönündeydi.
Bir kısmımız ChatGPT ve benzeri yapay zeka uzantıları ile iletişim kurarken daha nazik
bir dil ve ricalara başvuruyor. Bunun temel sebebi yapay zekanın gelecekte duygular
geliştirebileceğinden korkmamız! Yapay zekanın, giderek özerkleşmesi ve insani
duyguları işleyebilmesi, onu bir “araç” olmaktan çıkarıp, bir “hükmeden” konumuna
yani daha “insansı” bir konuma getirebileceği endişesi bu.
Filmlerde de gördüğümüz gibi, yapay zekanın özerkleşerek insanlara karşı durduğu bir
gelecekten, aslında çoğumuz korkuyoruz. Bu da geleceğe yönelik yapay zekanın
“bilinmezliğini” yüzümüze vuruyor ve bir başka kaygı unsurunu daha
bizlere armağan ediyor…
Ancak yine de bu ve benzeri teknolojilerin insan elinden çıktığını ve kullanım rotasının
insan tarafından belirlendiğini unutmamak gerek. Burada teknolojik gelişmelere “iyi ya
da kötü” bir mana yüklemektense, bu gelişmelerin insanlar tarafından hangi amaçlara
hizmet etmek için kullanıldığını da değerlendirmek gerekir.
Comentários